Kılıçdaroğlu, Adalet Yürüyüşü yaparak 'yargı bağımsızlığını' etkilediğini savunan tayyip'e "Hakimlere, mahkemelere talimat verdiğinizi ispat edersem, sen; namuslu ve onurlu bir insan gibi görevinden istifa edecek misin? Ben ispat edemezsem siyaseti bırakacağım. Çünkü ben namuslu ve onurlu bir insanım" diye konuştu.
Perşembe günü Ankara Güvenpark’tan yola çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğündeki adalet korteji, altıncı gününde de İstanbul’a doğru yürüyüşüne devam ediyor. ‘Adalet Yürüyüşü’ne Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanından destek gelirken, Kılıçdaroğlu’nun yürüyüş güzergahında karşılaştığı vatandaşlardan da olumlu tepkiler aldığı görülüyor. 25 gün sürecek 432 kilometrelik yürüyüşün geçtiğimiz beş gününde yaklaşık 97 kilometre yol katedildi. Yoğun tempo ve artan sıcaklıklarda yürüyüş mesafesi 20 kilometreden 16 kilometreye düşürülürken, mola sürelerinin de uzatıldığı belirtildi. Bugün bölgede havanın açık olduğu gözlendi. Tarihi yürüyüşün altıncı gün etabı saat 08:00 sıralarında başladı. Saat 13:00’da ise grup toplantısı için mola verildi. Kılıçdaroğlu Çamlıdere yol ayrımında CHP, TBMM Grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısı konuşmasından satırbaşları:
Soruyorlar neden bu yürüyüş? Kendim için yürümüyorum. Adalet arayan bütün mağdur ve mazlumlar için yürüyorum. Bu benim insanlık görevim. Adaleti savunmak zorundayız. Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. İnsanlık yoktur. Bize doğuştan gelen haklarımızı lütuf olarak sunmaya çalışanlar var. Bunu tarihte firavunlar söylerdi şimdi diktatörler söylüyor. Birisi bize anayasal haklarımızı lütuf olarak hatırlatıyorsa ben de ona diktatörlüğü hatırlatıyorum. Adalet için yürüdüğüm yolda tek başına yürüme kararı almıştım. Beni bu yolda yalnız bırakmayan tüm yurttaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.
Adalet olmadığı için yürüyoruz. Adalet olsa yüzümüz güler. Adaletin olmadığı yerde ne yapacağız. Yürüyoruz. Haklarımızı arıyoruz. Adaleti savunmak için kimseden izin alınmaz adalet Allah’ın emridir. Adalet ne zaman çöktü? 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından herkes sokağa indi. İki ayrı 15 Temmuz var halkın 15 Temmuz’u Saray’ın 15 Temmuz’u. 20 Temmuz Saray’ın 15 Temmuz’u. 20 temmuz, OHAL çıkarma yetkisini hükümete veren kararnamenin tarihidir. Bu karara CHP karşı çıktı. Başbakan beni aradı ve hükümete yetki verileceğini söyledi.
Ben “Kusura bakmayın, bizi buna evet diyemeyiz” dedim. 105 bin 836 kamu görevlisinin işine son verdiler. Sorgusuz sualsiz. Kimse sormadı “Bunlara hangi gerekçeyle memuriyetten atıyorsun?” diye. Aileden birisini suçlu ilan ediyorlar ailenin tümünü suçluyorlar. Bu mudur darbe ile mücadele etmek? Adaleti bu şekile çökerttiler. 249 şehidimiz var, doğrudur. 3 tane linç edilen askerimiz var. Onların da haklarının savunulması lazım. ‘Kimse failleri bulun çıkarın mahkemeye’ dedim. ‘Haklısın’ dediler. 3 askerimiz linç edildi; daha dava bile açılmadı. Hava Harp Okulu öğrencisi Burak Tekin linç edildi. Onun hakkını kim savunacak? Binlerce öğretim üyesinin işine son verildi. Bunların da hakkını kim arayacak? Biz arayacağız. İbrahim Kaboğlu hepiniz tanırsınız, dünyanın bütün hukukçuları tanır. Pasaportuna el konuldu, yurt dışına çıkmasına izin verilmiyor.Onun da hakkını biz arayacağız. 5 günlük er 290 gün hapisanede yattı.