ABD’de İran’a yönelik ambargoyu delmek ve kara para aklamak suçlamalarıyla yargılanan Reza Zarrab ve Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Atilla’nın davasında savcılık ek dosyayı da mahkemeye sundu…
Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı dosyada, bu kez öncekilerden farklı olarak davaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adı da defalarca girdi. ABD New York Güney Bölgesi Başsavcılığı’nın hazırladığı 53 sayfalık dosyada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ismi 8 kez geçiyor.
Zarrab ve Atilla’nın yanı sıra AKP’li eski Bakan Zafer Çağlayan ve Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da sanık olarak yargılandığı davada sunulan ek dosyalarda, Erdoğan ile ilgili geçen iddialar madde madde şöyle:
– Deliller arasında, Zarrab’ın, Başbakan Erdoğan ile işine “destek ve koruma sağlamak amacıyla” bir araya gelme çabalarına ilişkin belgeler ve görüşmeler bulunuyor. Örneğin, Zarrab ve Erdoğan’ın, 12 Nisan 2013’te Zafer Çağlayan’ın akrabasının düğününde konuştuğu ileri sürülüyor.
– Bu temastan sonra 16 Nisan 2013’te kaydedilen bir görüşmede Zarrab’ın, banka satın almak konusunda Süleyman Aslan’a, “Başbakanla (Erdoğan) görüşmeye gittim. Gittim ve düğün günü konuştuğumuz konu hakkında düşündüklerimi açıkladım. Başbakan’a yeniden giderek ‘eğer onaylarsanız bana lisans verin. BDDK’ya lisans almak için gideceğim’ dedim” ifadelerini kullandığı İddia ediliyor.
– Söz konusu konuşmaların girdiği dosyada, Zarrab’ın, Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ve başka aile üyeleriyle ilişkili ‘hayır kurumlarına’ bağış yapması için yönlendirildiğine dair iddialara yer veriliyor.
– Dosyalarda Zarrab’ın 19 Eylül 2013 tarihinde davanın diğer sanıklarından Happani ile yaptığı telefon görüşmesinin kaydı yer alıyor. Dosyadaki iddialara göre kayıtta Zarrab, “2 milyar yapsak bile önemlidir. Anlıyor musun? Benim için Başbakan’ın gözünde önemli, çünkü doğrudan ona gideceğim” ifadelerini kullanıyor.
Ancak davaya sunulan ek belgelerde Bilal Erdoğan’ın isminin hiç geçmemesi dikkat çekiyor. Bilal Erdoğan dosyada sürekli “Başbakan’ın oğlu” olarak anılıyor.
ABD’de İran’a yönelik ambargoyu delmek ve kara para aklamak suçlamalarıyla yargılanan Reza Zarrab ve Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Atilla’nın davasında savcılık ek dosyayı da mahkemeye sundu…
Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı dosyada, bu kez öncekilerden farklı olarak davaya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın adı da defalarca girdi. ABD New York Güney Bölgesi Başsavcılığı’nın hazırladığı 53 sayfalık dosyada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ismi 8 kez geçiyor.
Zarrab ve Atilla’nın yanı sıra AKP’li eski Bakan Zafer Çağlayan ve Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın da sanık olarak yargılandığı davada sunulan ek dosyalarda, Erdoğan ile ilgili geçen iddialar madde madde şöyle:
– Deliller arasında, Zarrab’ın, Başbakan Erdoğan ile işine “destek ve koruma sağlamak amacıyla” bir araya gelme çabalarına ilişkin belgeler ve görüşmeler bulunuyor. Örneğin, Zarrab ve Erdoğan’ın, 12 Nisan 2013’te Zafer Çağlayan’ın akrabasının düğününde konuştuğu ileri sürülüyor.
– Bu temastan sonra 16 Nisan 2013’te kaydedilen bir görüşmede Zarrab’ın, banka satın almak konusunda Süleyman Aslan’a, “Başbakanla (Erdoğan) görüşmeye gittim. Gittim ve düğün günü konuştuğumuz konu hakkında düşündüklerimi açıkladım. Başbakan’a yeniden giderek ‘eğer onaylarsanız bana lisans verin. BDDK’ya lisans almak için gideceğim’ dedim” ifadelerini kullandığı İddia ediliyor.
---
Devamını oku >>> 2. resim
Üstelik bunlara ek olarak Temmuz 2013’te İran’a yönelik altın yasağı yürürlüğe girdikten sonra Zarrab ve Halk Bankası, İran’ın petrol fonlarını Türkiye üzerinden kullanarak altın ihracatını sürdürdüğü öne sürülüyor.
Ek dosyadaki iddialara göre tam da bunlar yaşanırken Zarrab ve Çağlayan’ın asistanları, Zarrab ile Çağlayan arasında bir toplantı yapmayı planlıyorlar. Konunun acil olduğunu dile getiren Zarrab, Çağlayan’ı almak için özel uçağını İstanbul’dan Ankara’ya gönderiyor. İkisi birlikte İstanbul’a geri dönüp yapılmak istenen toplantı gerçekleştiriliyor.
Daha sonra Zarrab, davanın diğer sanıklarından Happani’yi arayıp, “Halka (Bankası) para gönder” ve “sınır yok” ifadelerini kullanarak, “altın ihracatını artırmak ve ithalatı azaltmak” için bir yol bulmaları gerektiğini söylüyor.
“BAŞBAKAN BİLMİYOR”
Zarrab, Happani, Atilla ve Aslan arasında Temmuz 2013’te gerçekleştirilen görüşmede, Zarrab’ın şirketleri tarafından sunulan gıda işlemlerinde çok sayıda sorun tartışılıyor. Sözde işlemlerle ilgili belgelerde tutarsızlıklar ve belgelerin nasıl düzeltileceği konuşuluyor.
Ayrıca Zarrab ile Aslan arasında Temmuz 2013’te söz konusunu ambargoyu aşacak hangi belgeleri elde edebileceğini tartıştıkları bir telefon görüşmesi de gerçekleştiriliyor. Bu görüşmede Zarrab’ın “Bakan [Çağlayan] gaza basmamı söyledi” dediği iddia ediliyor.
Dosyaya göre dönemin Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın ise “Zaten değerli B. (bakan) ya da Başbakan bunun ihracat rakamlarımıza dahil olmayan bir transit işlem olduğunu bilmiyor” ifadelerini kullandığı ileri sürülüyor.
New York Güney Bölgesi Savcılığı’nın mahkemeye sunduğu ek dosyalarda dile getirilen bu iddialara ek olarak, Türkiye’de yaşanan 17-25 Aralık süreci de dosyada hatırlatılıyor.
Reza Zarrab ve Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın tutuklu yargılandıkları davada, önümüzdeki duruşmanın, 27 Kasım’da gerçekleşmesi bekleniyor.
Alıntı: odatv.
REZANIN TUTUKLANMA SÜRECİ NASIL OLMUŞTU ?
Reza Zarrab , 19 Mart 2016 cumartesi günü ailesiyle İstanbul-Miami uçuşunu yapan TK77 sefer sayılı uçağa bindiğinde, Türkiye ve ABD arasında yürütülen yolcu bilgi paylaşımı uygulaması nedeniyle ABD yetkilileri Zarrab’ın ABD’ye geleceğini uçak havalandığında biliyordu. Yerel saatle 20.30’da inmesi beklenen uçak, o akşam 23 dakika rötar yaptı. Alana saat 20.53’te kondu. Zarrab uçaktan inip pasaport kontrolüne ilerledi. Bu sırada yapılan kontrolde sorunlu yolcular için hazırlanan ikinci kontrol bölümüne gönderildi. Burada beklemeye başladı. Yaklaşık bir saat sonra da durum, federal suçları araştırmakla görevli FBI ajanlarının kontrolüne geçti. Ve dosyayla ilgili konuşma yetkisi bulunan FBI Ajanı Kelly Langmesser olayla ilgili Hürriyet Washington Temsilcisi Tolga Tanış'a yaptığı açıklamada Zarrab'ın 19 Mart akşamı saat 22.20 sularında Miami Uluslararası Havalimanı’nda herhangi bir olay yaşanmadan gözaltına alındığını söylemişti.
ABD’de de geniş yankı uyandıran Zarrab soruşturmasına, konu ABD ulusal güvenliğini ilgilendirdiğinden FBI New York Bürosu ile Adalet Bakanlığı’nın kontrespiyonaj (Amerikan Devleti’nin karşı casusluk dosyalarını araştıran birimler) masaları katkı sağladı. Soruşturmaya bakacak bölüm ise terörizm ve narkotik masası olarak belirlendi. Zarrab’a yönelik suçlamalar, geçen yıl İran’ın nükleer programı nedeniyle Tahran’la varılan anlaşmaya kadar ABD’nin en önemli ulusal güvenlik tehditlerinden biri sayılan İran’a ilişkinin olduğundan Zarrab’ın ilk aşamada tutuksuz yargılanması da mümkün olmadı. Ayrıca dosyanın, ABD’nin uluslararası çapta büyük davalarına bakan ve geçmişte nükleer programı nedeniyle İran’a uygulanan ABD yaptırımlarının takibini de üstlenen New York Güney Bölge Savcılığı’nca yürütülmesi de, konunun ABD için nasıl üst düzey ele alındığının bir işareti olmuştu